Büyük bir Jiujitsu ustası olan Mitsuyo Maeda, Brezilya’ya yerleştiği dönemde sanatını Carlos Gracie’ye öğretir. Gracie ailesi yıllar içinde bu sanatı geliştirir ve Gracie Challenge (Gracie meydan okuması) ile bu sanatı tüm dünyaya duyururlar. Bu meydan okuma üzerine o dönemde pek çok farklı stilden dövüşçülerle dövüşmüşler ve yere düşürdükleri rakiplerini hızlı ve kolayca alt edebilmişlerdir. O dönemde kimse yer dövüşünün önemini veya yerde nasıl mücadele edeceğini bilmemekteydi. Hatta öyle ki, Gracie’ler “Yer bir deniz, ben o denizdeki köpekbalığıyım ve hiçbiriniz yüzme bilmiyorsunuz.” sözüyle tarihe geçmiştir.
BJJ, güce değil esas olarak tekniğe ve zamanlamaya dayanır. Dolayısıyla kişinin kendinden çok daha ağır ve güçlü rakiplerini bile alt edebilmesini sağlar. Sporcu, rakibinin bir sonraki hareketini ya da kendi hareketine vereceği karşılığı düşünerek strateji geliştirir. Hem bedensel hem de mental olarak sporcunun aktif olmasını gerektirir. Dünyada bu spor “Chess of human body” yani insan vücuduyla oynanan satranç oyunu olarak adlandırılır.